Çevrede arnavut kaldırım taşlı kısa yürüyüş yolları mevcut, etrafta kısa bir tur atabilirsiniz. Bunun yanında, doğada yürümek isteyenler için yürüyüş rotaları bulunuyor.
2. Bakacak Seyir Terası
Bakacak seyir terası Uludağ'dan Bursa'yı seyredebileceğiniz bir balkon. Rengarenk ağaçlarla kaplı yamaçların ardından düzlükte uzanan şehir manzarası harika. Seyyar olarak bir çay ocağı bile var. Bu manzarının keyfi çaysız olmazdı dimi! Hem içiniz ısınıyor, hemde ayaküstü bir keyif oluyor. Hemen Bakacak seyir terasının karşısındaki ufak tepeliğe tırmanıp, Uludağ zirveyi ve gün batımını birde buradan izledik. Malumunuz sonbahar günler kısa.. Ormanlık alanda geceye kalmadan dönmek lazım!
3. Hiking/Yürüyüş Parkuru
Haftasonu gidince, cumartesi günü hızlıca etrafı keşfettik. Kısa bir yürüyüşle sarı alanda etrafı turlayarak, sarıalanın sapsarı düzlüklerine çıktık. Arkadaşım downhill sporu ile ilgileniyor (adrenalin dolu dağ bisikleti sporu diyebiliriz) bu sebeple Uludağ'a sık sık çıkarak, farklı rotalardan bisikletle aşağıya iniyor. Çobankaya rotası kısa ve keyifli buradan gidebiliriz dedi. Yola koyulduk. Ayrıca Uludağ'da yapacağınız bütün yürüyüşlerde Jandarmaya haber vermeniz gerekiyor. Ormanda kaybolabilirsiniz, bazı noktalarda telefon çekmiyor ya da vahşi hayvanlarla karşılabilirsiniz. Bu sebeple tedbirli olmakta fayda var.
Çobankaya Yürüyüş Parkuru: 3.5 km hedefi ile Sarılandan yola çıktık. 500 m aralıklarla Jandarmanın haberleşme tabelalarını görebiliyorsunuz. Bu tabelalar ile doğru yolda ilerlediğinizi anlayabiliyorsunuz. Doğa kırmızı, sarı, yeşil yapraklarıyla büyüleyici. Her adımınızda, yepyeni bir dünya keşfetmiş gibi oluyorsunuz. Parkurlarda bazen bir düzlükten bazen bir yokuştan ilerlerken, bazen bitki örtüsü değişiyor, kendinizi farklı alanlar içinde gezinirken buluyorsunuz. Özellikle sonbaharın dökülen sarı yaprakları ile doğa farklı bir havaya bürünmüştü. Yılın ilk karından hemen önce yürüyüşümüzü yapmış olduk. Sabah yağmur yağmasına rağmen, Uludağ'ın kum ve kayalık yapısı sebebiyle yerler çamur değildi ve rahatlıkla yürüyebildik. Ormanda yolunu bulmak zor, ara ara patikaların sayısı artıyor, hangi yöne gideceğinizi şaşırıyorsunuz. Bazı doğa severler yollarını bulmak için ağaçlara işaret bağlamışlar, bir süre sonra bu işaretleri bularak, içimizdeki merak ve keşif duygusu ile yola devam ettik. Hedefimiz Bakacak Seyir Terasına ulaşmaktı. Ancak 1 saat yürüyüp yolun bitmediğini anlayınca rotadan sapmıştık. Ana yola ulaştığımızda Kurtkaya yürüyüş parkurunu tamamlamıştık.
Kurtkaya-Sarıalan Yürüyüş Parkuru: 5 km Orta zorlukta bir parkur. Çobankaya' dan başlayan bu parkur, oteller bölgesine kadar devam ediyor. Sarıalandan yürümeye başlayınca, rotanın sonunda dik bir yamacı tırmanmak zorunda kalıyorsunuz. Son etap yaklaşık 1-1.5 km kadarı biraz zorlu. Yolumuzu kaybettiğimiz noktada, biraz endişelensekte, bir şekilde bir noktaya ulaşacağımızı biliyorduk! ama nereye çıkacağımız sorusu meçhuldu. Belkide işin heyecanı burada gizliydi. Bir ara ormandan garip sesler duyduk! Eyvah Ayı mı..? biran nefesler tutuldu, ses dikkatlice dinlendi, biraz yüreklere su serpmek için yok canım denilse de, içimizi bir korku kapladı. Tekrarlayan sesin, iş kamyonu olduğunu düşünerek yola devam ettik! Ayı, kurt, yaban hayvanları ile karşılaşmak mümkün! Rotamızı takip etmeye ağaçlara bağlanan çaputlar ve Jandarma levhaları ile takip ediyorduk. Ancak karıştırdığımız noktada bağlanan çaputların renginin değiştiğini sonradan farkettik. Jandarma tabelalarını sayı olarak hiç atlamamıza rağmen bir yerde karıştırdık:) Planlanandan uzun süren yürüyüşümüzte yolu bulma endişesi taşısakta, doğa öyle güzel ve eğlenceliydi ki.. kaybolabilirdik. Karşılaştığımız dik yamaç, yosun kaplı kayalıkları ve görüntüsü ile tırmandıkça büyülüyordu! İnanılmaz güzel bir manzaraydı. Yavaş yavaş araba sesini duyuyor ancak ulaşamıyorduk! Derken kara göründü:) 1.5-2 saat gibi bir sürede parkuru tamamladık. Oteller bölgesine ulaşınca tabeladan baktık ki, belli bir noktadan sonra diğer rotaya kaymışız. Ancak yeni keşifler herzaman heyecan verici oluyor! Benim için hiking anlamında bir ilk olan bu rotanın devamı gelir umarım.
Uludağ ve yürüyüş parkurları ile yeni planları hemen yaptık. Daha çok rota izleyip, yeni keşifler bizi bekler..
4. Sarıalan ve Çobankaya Kamp Alanları
Uludağ'ın keyfini çıkarmanın ve konaklamanın bir alternatifi. Sarıalan ve Bakacak seyir terası arasında kalan bu alanlarda, çadır kurabiliyorsunuz. Baharda kamp kurmayı da planlarımıza aldık.
5. Uludağ Downhill - Dağ bisikleti sporu
Dağ bisikleti ile bir tepeden aşağı inme suretiyle yapılan, adrenalini fazla yüksek bir spor. Ülkemizde çok yaygın olmamakla birlikte, bir grup doğa ve adrenalin sever biraraya gelerek bu ruhu yaşatıyor. Arkadaşımda bu tutkunlardan biri (@zzaferaydin instagram hesabından maceralarını takip edebilirsiniz.). Haftasonu bisikletini sırtına alıp, Uludağ tepelerine çıkarak, kendilerini kayalık, dar patikalardan aşağıya bırakıyorlar. Fazla çılgınca gelsede, adrenalin ve heyecan tavan! Bu sebeple Uludağ ile ilişkisi pek bir samimi! Uludağ 'downhill' tutkunlarının da buluşma noktası. Teleferik ile çıkıp, çılgınlar gibi tepeden aşağıya iniyorlar. Videoları izledikçe, insanın yüreği ağzına geliyor. Yüksekte olmanın verdiği potansiyel enerjiyi, kinetiğie verirerek elde ettikleri hız ile taşlık, kayalık, toprak yollardan hızla aşağı inmek cesaret gerektiriyor. Çılgınlık gibi gelse de bu sporu sevenler büyük bir tutkuyla bu işin peşindeler. Arkadaşımdan kısa bir video rica ettim, büyük bir heyecanla paylaşmak isterim.
Bu alanda birde Türkiye şampiyonumuz var Burak Uzun, kendisi 2016 yılı Erciyes 'Downhill Türkiye Şampiyonası' birincisi. Benim yeni tanıştığım bu spor dalının ülkemizde gelişmesini umut ediyorum. Oldukça heyecanlı, aileler içinse bir o kadar endişeli bir spor.
Ek olarak Saftanboğa Şelalesi ve Göller Bölgesini gezerek, yaz aylarında yüzebilirsiniz. Biz sonbaharda keşfedince ve İstanbul'a bu kadar yakın bir doğa kaçamağı keşfedince her mevsim için planlar yapmaya başladık.
İyi gezmeler,
Kasım, 2017